Nefeshane

Zeki Z. Kırmızı / 2023

B. Nihan Eren

B. Nihan Eren; Nefeshane (2023),

Yapı Kredi yayınları, Birinci basım, Şubat 2023, İstanbul, 80 s.


Dört kitabından üçünü okudum B. Nihan Eren’in. İlk ikisi hakkında genellikle olumlu düşündüm ve ilkiyle (Yavaş, 2008) ilgili de yazmıştım bir şeyler. Şimdi bu son kitabını dördüncü öyküde elimden bıraktım, çünkü bu yaşta (Doğ.1981) bu Türkçe eskitme bilinci parmaklarımı yedirdi bana. Artık bilisizlik, yetersizlik, gençlik vb. açıklamalar bana yetemeyeceği, Türkçeyi kullanımdan düşmüş, yerine gelen sözcüklerle yaşamlarımızı uzun süredir çevirdiğimiz sözcükleri hortlatarak ısrarla kullanan bu tutumu, dil siyasetini bilinçli, art niyetli, amaçlı buluyor, buna metnin yazınsal düzeyi ne olursa olsun karşı çıkıyor, okumayı yadsıyorum. Bu yalnızca B. Nihan Eren’in tutumu olsaydı yine de sindirmek kolay olurdu. Hayır, bu özellikle 50 yaş altı birçok yazar, çevirmen ve daha kötüsü yayınevinin bir ulusal ölçüne (standart) dönüştürmek için elbirliğiyle çabaladıkları bir gerici girişim. Hele de günlük kullanımdaki sözcükleri göz ardı edip yukarıda dediğim gibi kullanımdan çoktan düşmüş sözcükleri üstlenme kararlılığı doğrusu göz yaşartıcı. Son dönem, değer-li gibi bir güzelim sözcük dururken kıymet-li sözcüğüne yediden yetmişe asılan tüm kendini bir şey sananlaradır ayrıca sözüm. Sizinle aynı yerde durmuyorum öyle sananlar, bilesiniz!

Nefeshane’ye gelince, şu birkaç sözcük beni çileden çıkartmaya yetti, bu sözcükleri hortlatan ve dayatan bir yazarı da yapıtı da kimse kusura bakmasın okumam, okuyamam.


nezdinde

tabiat

huzme

teamül

terbiye

rayiha

intizam

muntazam

akıbet

maalesef

medeniyet

asalet

yekpare

hatırla

fedâkarlık

nefes

lezzet

feda etmek

istikbal

ezel

nezaret

vekâlet

kefaret

halletmek

intizar

zapt edilmek

kabir

sebep

kâmil

vakit

idrak

muazzam

istifade, vb.


Yukarıdaki örnekler ilk birkaç öyküden ve 30 sayfadan rastgele seçildi. Gerisini düşünün.

*

Bu arada hemen belirteyim ki Osmanlıcaya dönüş sevdaları da tutarlı olmaktan çok uzak bu yazarların (!). Çünkü inanılmaz bir sorumsuzluk, kaygısızlıkla, bayıldıkları bu sözcüklerin kullanımdaki Türkçe karşılıklarını da bazan aynı tümcede bile kullandıklarına sıkça tanık olunabilir, oldum. Bu kitapta da… Örneğin ‘nefes’ sözcüğü özellikle kullanılırken ikinci öykü başlığı: Serviler Altındaki Adamın Soluğu. Bu çelişkiye ve sığlığa varsıllık dediklerini de biliyorum ve üzülüyorum. Dili varsıl kılan özellikler nedir sorusu iç acıtıcı biçimde suya ya da boşa düşüyor yine.


(2023)